Salı, Kasım 13, 2007
Devlet 1,2 milyon kişinin ensesinde
Ekonomi bürokrasisi, 1.2 milyon kişinin kayıtlarını “kayıtdışılıkla mücadele” kapsamında incelemeye hazırlanıyor. Gelir İdaresi Başkanlığı’yla Sosyal Güvenlik Kurumu arasında yapılan çalışmalarla her iki kurumda bulunan bilgiler çapraz kontrole tabi tutuldu. Bu kontroller sırasında, bir kurumda kaydı bulunup, diğer kurumda kaydı bulunmayan 1.2 milyon kişi tespit edildi. Söz konusu kayıtlar teker teker incelenerek bu tutarsızlığın sebebi araştırılacak ve kayıtdışılık olup olmadığı saptanacak.
Referans Gazetesi'nin haberine göre; geçen aylarda Sosyal Güvenlik Kurumu ve Gelir İdaresi Başkanlığı arasında bir protokol imzalandı. Protokolde, her iki kurumun verilerinin de çapraz kontrole tabi tutulması öngörüldü. Protokolün ikinci aşaması gereğince, önümüzdeki dönemde her iki kurum için de “ortak tek beyan”ın gündeme geleceği biliniyor. Protokolün ardından, geçen haftalarda her iki kurumun verileri de çapraz olarak incelemeye tabi tutuldu ve 1.2 milyon kişinin, sadece bir kurumda kayıtlı olduğu saptandı. Bu rakamın tamamının kayıtdışı olmadığını belirten bir yetkili, “Örneğin isteğe bağlı sigortalıların Gelir İdaresi’nde kaydının olması gerekmiyor” diye konuştu. Bilgi veren bir başka bürokrat da rakamın tamamının olmasa da büyük bir bölümünün kayıtdışı olma ihtimalinin yüksek olduğunu vurgulayarak net sonucun ortaya çıkarılması için 1.2 milyon kişinin kayıtlarının teker teker inceleneceğini açıkladı. Yetkili, söz konusu incelemenin sonuçlarının başta sosyal güvenlik yasa taslağı olmak üzere çeşitli kanuni düzenlemelere de yansıtılabileceğini vurguladı.
Başka önlemler de gündemde
Gelecek yıl 1.2 milyon kişinin kayıtlarının incelenmesi dışında, bir dizi önlemle daha kayıtdışıyla mücadelenin etkinleştirilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda geçen haftalarda açıklanan 2008 yılı programına da giren önlemlere göre, kayıtdışı eleman çalıştırdığı tespit edilen işverenlerin 5 yıl süreyle kamu ihalelerinden men edilmesi öngörülüyor. Söz konusu düzenleme için haziran ayına kadar gerekli kanuni değişikliğin yapılması planlanıyor. Kayıtdışılıkla mücadele için Kayıtdışı İstihdamla Mücadele (KADİM) projesinin daha etkin uygulanması öngörülürken “Alo Kaçak İşçi Hattı” kurulması da hedefleniyor. Ayrıca, kayıtdışı çalıştırdığı belirlenen işverenlerin kamu kaynaklı hiçbir teşvik ve krediden yararlanmaması için, sosyal güvenlik reformu yasa taslağına madde eklenmesi yönünde çalışma yürütülüyor.
2008 için öngörülen önlemler
Gelecek yıl 1.2 milyon kişinin kayıtları teker teker incelemeye alınacak. Bunun yanı sıra bir dizi önlemle daha kayıtdışı ile mücadele etkinleştirilecek.
* 1.2 milyon kişinin kayıtları incelenecek.
* Kayıtdışı eleman çalıştıran işveren 5 yıl kamu ihalelerinden men edilecek.
* Bunun için kanuni değişiklik hazirana kadar yapılacak.
* KADİM projesi daha etkin uygulanacak.
* “Alo Kaçak İşçi Hattı” kurulacak.
* Kayıtdışı çalıştıran işverenin hiçbir teşvik ve krediden yararlanmaması için sosyal güvenlik reformu yasa taslağına madde eklenecek.
Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/7679538.asp?gid=180&sz=5557
Referans Gazetesi'nin haberine göre; geçen aylarda Sosyal Güvenlik Kurumu ve Gelir İdaresi Başkanlığı arasında bir protokol imzalandı. Protokolde, her iki kurumun verilerinin de çapraz kontrole tabi tutulması öngörüldü. Protokolün ikinci aşaması gereğince, önümüzdeki dönemde her iki kurum için de “ortak tek beyan”ın gündeme geleceği biliniyor. Protokolün ardından, geçen haftalarda her iki kurumun verileri de çapraz olarak incelemeye tabi tutuldu ve 1.2 milyon kişinin, sadece bir kurumda kayıtlı olduğu saptandı. Bu rakamın tamamının kayıtdışı olmadığını belirten bir yetkili, “Örneğin isteğe bağlı sigortalıların Gelir İdaresi’nde kaydının olması gerekmiyor” diye konuştu. Bilgi veren bir başka bürokrat da rakamın tamamının olmasa da büyük bir bölümünün kayıtdışı olma ihtimalinin yüksek olduğunu vurgulayarak net sonucun ortaya çıkarılması için 1.2 milyon kişinin kayıtlarının teker teker inceleneceğini açıkladı. Yetkili, söz konusu incelemenin sonuçlarının başta sosyal güvenlik yasa taslağı olmak üzere çeşitli kanuni düzenlemelere de yansıtılabileceğini vurguladı.
Başka önlemler de gündemde
Gelecek yıl 1.2 milyon kişinin kayıtlarının incelenmesi dışında, bir dizi önlemle daha kayıtdışıyla mücadelenin etkinleştirilmesi hedefleniyor. Bu kapsamda geçen haftalarda açıklanan 2008 yılı programına da giren önlemlere göre, kayıtdışı eleman çalıştırdığı tespit edilen işverenlerin 5 yıl süreyle kamu ihalelerinden men edilmesi öngörülüyor. Söz konusu düzenleme için haziran ayına kadar gerekli kanuni değişikliğin yapılması planlanıyor. Kayıtdışılıkla mücadele için Kayıtdışı İstihdamla Mücadele (KADİM) projesinin daha etkin uygulanması öngörülürken “Alo Kaçak İşçi Hattı” kurulması da hedefleniyor. Ayrıca, kayıtdışı çalıştırdığı belirlenen işverenlerin kamu kaynaklı hiçbir teşvik ve krediden yararlanmaması için, sosyal güvenlik reformu yasa taslağına madde eklenmesi yönünde çalışma yürütülüyor.
2008 için öngörülen önlemler
Gelecek yıl 1.2 milyon kişinin kayıtları teker teker incelemeye alınacak. Bunun yanı sıra bir dizi önlemle daha kayıtdışı ile mücadele etkinleştirilecek.
* 1.2 milyon kişinin kayıtları incelenecek.
* Kayıtdışı eleman çalıştıran işveren 5 yıl kamu ihalelerinden men edilecek.
* Bunun için kanuni değişiklik hazirana kadar yapılacak.
* KADİM projesi daha etkin uygulanacak.
* “Alo Kaçak İşçi Hattı” kurulacak.
* Kayıtdışı çalıştıran işverenin hiçbir teşvik ve krediden yararlanmaması için sosyal güvenlik reformu yasa taslağına madde eklenecek.
Kaynak : http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/7679538.asp?gid=180&sz=5557
CUMHURİYETİMİZE DAHA ÇOK SAHİP ÇIKMALIYIZ
Cumhuriyet rejimi Anadolu’da yaşayan bizlere neler kazandırmıştır, isterseniz gelin hep beraber dürüst bir şekilde bunları görmeye çalışalım.
Cumhuriyet ile birlikte devlet yönetim şeklimiz dine değil akla dayandırılmıştır.
Ulusumuz ve devletimiz çağdaş ülkeler seviyesinde bir yönetim biçimine kavuşmuştur.
Devlet yapımız, yeniden yapılanma ve dönüşüm sürecine girmiş, bu dönüşüm çağdaş dünyanın da takdirlerini kazanmıştır.
Ülkemiz kısa sürede gerçekleştirilen atılımlarla dünya ülkeleri arasında saygın bir konuma gelebilmiştir.
Cumhuriyet, ulusumuzu çağdaş dünya ile buluşturmuş ve tüm yurttaşlarına bir özgürlük ortamı yaratmıştır.
Cumhuriyet ile birlikte toplumumuz ümmet ve tebaa anlayışından ulus olma bilinci temelinde çağdaş birey anlayışına geçmiştir. Birey artık padişahın kulu değil, çağdaş devletin bir yurttaşı, vatandaşı olmuştur.
Cumhuriyet ile birlikte insan yaşamına ve toplumsal düzene aklın ve bilimin öncülüğünde yön verilmek istenmiş ve bu anlayış içinde Anadolu aydınlanması amaçlanmıştır.
Cumhuriyet ile birlikte çağdaşlaşmanın temeli olan laiklik ilkesi benimsenmiş ve din bireylerin vicdanında artık kutsal yerini alabilmiştir.
Cumhuriyetimiz ile birlikte eğitim, aydınlanmanın temeli kabul edilmiş ve Eğitim Birliği Yasası ile eğitim sistemimiz laik bir yapıya kavuşturulmuştur.
Cumhuriyetimiz ile birlikte Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesi benimsenmiş ve bu barışçıl süreçte her alanda büyük bir kalkınma hamlesi gerçekleştirilebilmiştir.
Cumhuriyet felsefesinin bir sonucu olarak bugün Avrupa Birliği aday üyeliğimiz ülkemizin stratejik vizyonunun bir parçası haline gelebilmiştir.
Cumhuriyet ile birlikte ülkemizin temel amacı, evrensel değerler ışığında gelişmek, sorunları nesnel bir şekilde ele alarak çözümlere ulaştırmak, hukuk devleti ilkesini tam olarak yaşama geçirmek, demokratikleşme sürecini tamamlamak, refah düzeyimizi artırmak, her vatandaşımıza fırsat eşitliğini sağlamak, bilgi toplumu seviyesine ulaşmak ve geleceğe güvenle bakabilmektir.
Atatürk ilke ve devrimlerinin korunması, Cumhuriyetin tüm değerlerinin yaşatılması hepimizin ortak sorumluluğudur.
Bu nedenle, ülkemizin dirlik ve düzeni için Cumhuriyet değerleri etrafında geçmişte olduğu gibi gelecekte de her zaman sımsıkı kenetlenmemiz gerekiyor.
Cumhuriyet ile birlikte devlet yönetim şeklimiz dine değil akla dayandırılmıştır.
Ulusumuz ve devletimiz çağdaş ülkeler seviyesinde bir yönetim biçimine kavuşmuştur.
Devlet yapımız, yeniden yapılanma ve dönüşüm sürecine girmiş, bu dönüşüm çağdaş dünyanın da takdirlerini kazanmıştır.
Ülkemiz kısa sürede gerçekleştirilen atılımlarla dünya ülkeleri arasında saygın bir konuma gelebilmiştir.
Cumhuriyet, ulusumuzu çağdaş dünya ile buluşturmuş ve tüm yurttaşlarına bir özgürlük ortamı yaratmıştır.
Cumhuriyet ile birlikte toplumumuz ümmet ve tebaa anlayışından ulus olma bilinci temelinde çağdaş birey anlayışına geçmiştir. Birey artık padişahın kulu değil, çağdaş devletin bir yurttaşı, vatandaşı olmuştur.
Cumhuriyet ile birlikte insan yaşamına ve toplumsal düzene aklın ve bilimin öncülüğünde yön verilmek istenmiş ve bu anlayış içinde Anadolu aydınlanması amaçlanmıştır.
Cumhuriyet ile birlikte çağdaşlaşmanın temeli olan laiklik ilkesi benimsenmiş ve din bireylerin vicdanında artık kutsal yerini alabilmiştir.
Cumhuriyetimiz ile birlikte eğitim, aydınlanmanın temeli kabul edilmiş ve Eğitim Birliği Yasası ile eğitim sistemimiz laik bir yapıya kavuşturulmuştur.
Cumhuriyetimiz ile birlikte Atatürk’ün “Yurtta Barış Dünyada Barış” ilkesi benimsenmiş ve bu barışçıl süreçte her alanda büyük bir kalkınma hamlesi gerçekleştirilebilmiştir.
Cumhuriyet felsefesinin bir sonucu olarak bugün Avrupa Birliği aday üyeliğimiz ülkemizin stratejik vizyonunun bir parçası haline gelebilmiştir.
Cumhuriyet ile birlikte ülkemizin temel amacı, evrensel değerler ışığında gelişmek, sorunları nesnel bir şekilde ele alarak çözümlere ulaştırmak, hukuk devleti ilkesini tam olarak yaşama geçirmek, demokratikleşme sürecini tamamlamak, refah düzeyimizi artırmak, her vatandaşımıza fırsat eşitliğini sağlamak, bilgi toplumu seviyesine ulaşmak ve geleceğe güvenle bakabilmektir.
Atatürk ilke ve devrimlerinin korunması, Cumhuriyetin tüm değerlerinin yaşatılması hepimizin ortak sorumluluğudur.
Bu nedenle, ülkemizin dirlik ve düzeni için Cumhuriyet değerleri etrafında geçmişte olduğu gibi gelecekte de her zaman sımsıkı kenetlenmemiz gerekiyor.
